Arzunun Efendisi │YORUM


Bir Tutku Rüyasından Uyanış...
Güzeller güzeli Leydi Emily'nin hayallerini heyecanlı bir aşk ve mutlu bir evlilik süslemektedir. Savaştaki bir İngiliz lordunun en küçük kızı olan Emily, babasının şatosuna gelen gizemli bir yabancıdan çok etkilenir. Bu nefes kesici adamın Emily'nin hasretini çektiği beyaz atlı prens olma ihtimali var mıdır? Ravenswood Kontu Draven de Montague gerçekten de Emily için gelmiştir... ama bunun aşkla hiçbir ilgisi yoktur.
Düşmanın Şefkatli Kollarında...
Birbiriyle kavgalı olan iki soylu ailenin arasında barışı sağlamak adına kral, düşmanının kızını bir seneliğine alıkoymasını emretmiş olmasa, Draven'ın en büyük rakibinin evine adım atması söz konusu bile değildir. 
Ama kralın sözü kanundur ve Draven gidip düşmanının kızını teslim alır. Ancak en kötüsü, bu kızın, Draven'ın hiç kimsenin kendisini baştan çıkararak kalbine girmesine izin vermeyeceğine dair ettiği yemini bozmasına yol açabilecek kadar güzel bir varlık olmasıdır. Emily tutkusunun ateşiyle bu mağrur savaşçının savunmasını yakıp kül edebileceğinin farkındadır. Ancak Draven'ın tatlı dudakları ile cesur, tutkulu dokunuşlarının teslimiyeti, her ikisini de kavurup yok edecek kadar sıcak bir ateş yakarsa ne yapacaklardır?
____________________________________________________________


#kitapyorumu || Arzunun Efendisi

Çok güzel bir kitaptı.. ♥️ Emily'nin Draven'a olan aşkına, bağlılığına, onu ikna etme çabalarına, cesaretine ve sevecenliğine hayran kaldım. Draven, geçmişte yaşadığı problemler yüzünden kendini sadece savaşmaya programlanmış bir şövalye olarak görüyor. Onun dışında her şeyi boş ve anlamsız görüyor. Mal varlığı yerinde olsa da hiç bir lüksü yok. Gülmüyor, pek uyumuyor her an tetikte.. Bunda lanet babasının etkisi büyük tabi.. Draven'ın hikayesini okuduğumda üzülmemek elde değil. Hele bazı sahnelerde gözlerim doldu. 


Emily ve kardeşleri ise annelerinin ölümünden sonra babalarının gözetiminde büyümüş, babaları onları gözünden sakınır bir halde büyütmüş. Haliyle sınırlı bir alanda yaşam sürmüşler. Ama bir gün yolları Lord Draven ile kesişince Emily bunu bir fırsata döndürmekte oldukça kararlı. 


Emily'nin tek istediği kendi yuvasını kurup, bir aile olmak. Eh, Draven'ı görünce de eline bir fırsat geçmiş oluyor. İşin aslı öyle değil aslında.. İkisi de birbirlerini ilk gördükleri anda etkileniyorlar birbirlerinden. Draven ondan uzak durmaya çalışsa da Emily'nin onu ikna etme çabaları sonunda meyvesini veriyor. 


Draven'in kahramanlığına ve cesaretine, fedakarlığına hayran kaldım. Ama Emily'nin hakkını yememek lazım. Hikayenin kilit noktası o. Ve Emily olmasaydı Draven geçmişin bağlı kalıp, kaybolup giderdi sanırım.

Yaa, cidden çok güzeldi. İkili arasındaki diyaloglar, didişmeleri, birbirlerine meydan okumaları, Draven'ın inadı ve Emily'nin aşkı çok güzeldi. Yazar, duyguları çok iyi hissettirmiş. Birbirlerini keşfetme çabalarını okumak hem güzel hem de keyif veren bir serüvendi. Emily'nin kararlı tavrından ödün vermemesi ve kitap boyunca çizgisini aşmaması yönüyle kalbimi çaldı. Kadın ne istediğini biliyor anlatabiliyor muyum? Hedefe kilitleniyor. Çok güzel seviyor. Daha ne olsun, yahu! ♥️ 


Sherrilyn Kenyon daha önce hiç okumadım ama Historical Romance türünde bu kadar iyiyse diğer kitaplarının da öyle olduğuna eminim. Kitabın son bölümü ise o kadar güzeldi ki.. Yüzümde aptal bir sırıtış ile bitirdim satırları. ♥️ 

Son olarak Historical Romance severlerin bu yazarı ve kitabı kesinlikle kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum. ♥️
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI