Şeker Portakalı || YORUM


"Çok yükseleceksin, yumurcak. Adının Jose olması boşuna değil. Sen bir güneş olacaksın ve yıldızlar çevrende parlayacak."

Yazarlıktan garsonluğa kadar bir çok işte çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un Şeker Portakalı kitabında kendi yaşamından izler taşıyan küçük bir çocuğun Zeze'nin hikayesi biz okuyucuyla buluşuyor. Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü." Bu acı, ayağının cam tarafından kesilmesi ya da dayak yemesi değil; "insanın birlikte ölmesi gereken şeydi.."

Spoiler olacağından dolayı fazla detaya girmek istemiyorum ama..

Ah! Portuga! İçimi yaktın! İçimi dağladın! Keşke diyorum. Keşke bir mucize olsaydı..

Minguinho.. Küçük şeker portakalı fidanı.. Bazen bir at oldu, bazen bir sırdaş.. Ama o küçücük haliyle gönlümde taht kurdu..

Zeze'nin öyle yürek burkan bir hikayesi var ki.. Bilmiyorum belki yazarın yaşamından izler taşıdığı içindir beni çok etkiledi. Başta isimleri telaffuz edemediğim için adapte olmakta zorlandım. Ama sonra kurgu beni ele geçirdi ve kendimi Zeze'nin dünyasına ışınlanmış bir halde buldum.

Başta Zeze dışında kimseyi sevmediğim kanısındaydım. Fakat sonra işin içine Bay Portuga girdi. Hikayesiyle yüreğimi burktu, gönlümde taht kurdu. Sonra Zeze'nin çirkin öğretmeni Dona Cecilia Paim! Böreğini Zeze ile paylaşan iyi yürekli öğretmen. Ve Zeze'nin ablası Gloria. Zeze'yi her şeyden herkesten koruma çabasına hayran kaldığım Zeze'den sonra ailede sevdiğim tek kişi..

Hikayede Zeze'nin yaramazlıklarına şahit oluyoruz ve yediği dayaklara.. Öyle beter dayak yiyor ki.. İnsanın içi el vermiyor. Hani "bırakın istediği kadar yaramazlık yapsın" diyorsunuz. O kısımlarda Zeze'ye çok üzüldüm, böyle alıp bağrıma basasım geldi. Böyle zamanlarda Zeze'yi kaçırıp uzak diyarlara götürmek istedim.. Sonra Zeze'nin kendini Mangaratiba'ya feda etmek istediği düşüncesi geldi yüreğime oturdu. Kıyamadım ya, bilmiyorum. Orada koptu bende bir şeyler.. Böyle yürek dağlayan bir hikayeydi Şeker Portakalı..

Bazı kitaplar vardır. İçimizdeki bir şeyi -bir duyguyu- harekete geçirir. Acı ve yoksulluk vardır belki ama yolun sonunda o ışık -sevgi- de umut da vardır. İşte Şeker Portakalı böyle bir kitap.. Zeze, yaramaz bir çocuk olmasına rağmen kocaman bir ruha ve sevgi dolu bir yüreğe sahip.. Elimde olsa önüme çıkan herkese bu kitabı alıp onlara okutturmak isterdim.. Öyle derinden etkiledi beni Şeker Portakalı.. Ve yazarın diğer kitaplarını da okumak için tatlı bir sabırsızlığa düşürdü beni. Son olarak büyük küçük herkesin okumasını öneriyorum.
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI