SAFKAN / Yorum ve Alıntılar

 
 
PUANIM:4
Blogumu Safkan'lar bastı, hanım...(ki ben Avcı'ların basmasını tercih ederdim, hihi) Neyse.. Yorumuma gelecek olursak;
Tek kelimeyle nefesim kesildi. Bir oturuşta okudum diyebilirim. Jennifer yine kalemini konuşturmuş. Serinin ilk kitabını okuyalı çok oldu ama seri sürükleyici bir hızla devam ediyor. Üçüncü kitaba başladım bile. Sayfalar nasıl akıp gitti bilmiyorum bir bakmışım kitap bitmiş. Çok güzeldi. (Jennifer'a bayılıyorummm.)

Her ne kadar Alex'e gıcık olsam da işi çok zor. Bir yandan melez olmak ve Apollyon'luğun içinde yarattığı huzursuzluk çok zor. Bir yandan Seth bir yandan Aiden derken kalbinin sesini de dinlemesi çok zor.
Oldukça ilgi çekici ve seksi olan Seth, Alex'in kalbini çalmakla uğraşsa da şimdilik başarmış görünüyor. (Ben Aiden taraftarıyım.) O yüzden Seth ve Alex'in kafalarını birbirine tokuşturasım geliyor. Tamam Melezler ve Safkanlar arasında aşk yasak ama Alex'in de Aiden'ın gözlerinin içine bakarak Seth' yüz vermesi (onunla öpüşmesi ve ileri raddeye) gitmeleri beni sinir etti.

Alex'e o kadar sinir oldum ki saçını başını yolacaktım neredeyse!!!

Caleb.. Ah canım Caleb'im benim. En sevdiğim karakterdi. İblis saldırısında ölmüş olmasına hala inanamıyorum. O satırları okurken çok duygulandım, çok...Alex en iyi dostunu kaybetti. =( Çok yazık oldu...
Serinin bu kitabına 4 puan verdim çünkü Alex' ve Seth'e zor dayandım. Serinin devam kitabı TANRI yorumum ile görüşmek üzere...

 
A  L  I  N  T  I  L  A  R 
"Koluna bir şey mi yaptın?"
"Hı?"
Eğildi, parmaklarımı biraz önce çarptığım dirseğimde gezdirdi. "Buraya."
Orada küçük, güç bela gözüken kırmızı bir nokta vardı.
"Nasıl oluyor da görebiliyorsun bunu? Birkaç dakika önce kapıya çarptım."
Seth'in dudaklarında kocaman bir gülümseme belirdi. "İnanılmaz derecede zarifsin. Öpeyim de geçsin mi?" / S.47

* * *
O zamana kadar bunun hoşlanma ya da arzudan öte bir şey olduğunu kabul etmeye istekli değildim çünkü cidden kim onu arzulamazdı ki? Ama göğsümde büyüyen, kalbimi dolduran şey aptalca bir tutulma değildi. Sadece fiziksel bir çekim de değildi.
Aşktı bu.
Aiden'ı seviyordum... bir safkana aşıktım ben. / S.107

* * *

"İnanılmaz derecede zekisin, Alex. Komik ve..."
"Güzel miyim?" diye tamamladım, yarı şaka, yarı ciddi.
"Hayır, güzel değilsin."
"Sevimli?"
"Hayır."
Kaşlarımı çattım. "İyi o zaman."
Aiden'ın kahkahası beni ürpertti. " 'Baş döndürücü' diyecektim. Baş döndürecek kadar güzelsin." / S.112

 
* * *
Gülümsedi. "Olduğunu biliyorum. Kendisini sık sık görüyorum. Ama senin yatağını tercih ederim. Daha güzel kokuyor."
Suratımı ekşittim. "Daha güzel mi kokuyor? Senin yatağın nasıl kokuyor? Pişmanlık ve zevksizlik mi?"
Seth kıkırdadı. "Uyuduğun her yer se kokuyor."
"Tanrılar aşkına, bu uzun zamandır duyduğum en tüyler ürpertici şey olmalı. Bunu ben diyorsam sözüme inan, Seth."
"Güller ve yaz mevsimi gibi kokuyorsun." Topu biraz daha yükseğe attı. "Hoşuma gidiyor."
Nefesim kesildi. "Yaz mevsimi gibi mi kokuyorum? Gerçekten mi? Yaz gibi?"

"Evet, bilirsin işte. Sıcak. Her zaman sıcak bir kokun var." / S.221-222 


 
Pinterest shareGoogle Plus share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI